Parkinson Son Değildir!

featured
????????????????????????????????????
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Düzce Üniversitesi’nde yüz yüze eğitime başlanmasının ardından Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen aylık konferans serileri de start aldı.

Ekim ayı konferanslarının ilkinde, İstanbul Medipol Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi’nden Prof. Dr. Yıldız Değirmenci “ Parkinson Son mudur?” başlıklı sunum gerçekleştirdi.

Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa; Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İdris Şahin, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerif Demir, Düzce Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Bora Büken ve Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katılım gösterdi.

Parkinson hastalığının çok eski bir hastalık olduğuna dikkat çekerek sunumuna başlayan Prof. Dr. Yıldız Değirmenci, 18. yüzyılda James Parkinson tarafından tanımlanan hastalığın “titrek felç” olarak nitelendirildiğine işaret etti. Güncelliğini halen koruyan bu hastalığın her kesimden insanda görülebildiğini belirten Prof. Dr. Değirmenci, hastalığın sinsi başladığını, kronik gidişli olduğunu, daha sıklıkla yaşlı nüfusta görüldüğünü ancak genç yaşlarda da ortaya çıkabileceğini vurguladı.  Parkinson hastalığının birçok etkeni ve bileşeni olan çok faktörlü bir nörodejeneratif süreçten ibaret olduğunu söyleyen Prof. Dr. Değirmenci,  sıklıkla sporadik olmasına rağmen, çevresel faktörlerin ve genç yaşlarda ortaya çıkan formlarda genetik faktörlerin de etken olabildiğini sözlerine ekledi.

Erken Tanı ve Tedavi Önemli!

Parkinson hastalığında erken tanının önemine değinen Prof. Dr. Değirmenci, “Hastalar genelde titreyerek, yavaş ve katı halde bize başvuruyorlar ancak nörodejenerasyon, bu belirtiler kendini göstermeden 10-20 yıl öncesinden başlamış oluyor. Hastalarımızın çoğunda, doğru öykü alındığında yıllar önce başlayan omuz, kas iskelet sistemi ağrılarından, koku duyumunda azalma, kabızlık, uyku bozuklukları olduğunu görüyoruz. Bu süreç ilerlemeye devam ettiği için yıllar içinde, hastalığın progresyonu ile birlikte bunama dediğimiz demansif süreçler de eklenmeye başlıyor. Dolayısıyla bu hastalık ilerleyici süreci olan ve tanı alır almaz müdahale edilmesi gereken bir hastalık.” şeklinde konuştu.

Farkında Olup, Savaşmalıyız!

Sunumunda hastalardan örneklere de yer veren Değirmenci, tanı alır almaz tedaviye başlamanın önemine vurgu yaparak, her hastaya özel ve dinamik olarak planlanan tedavi yöntemleri ile hastaların yaşam kalitelerini arttırıp, semptomları en aza indirmeyi amaçladıklarını kaydetti. Tedavide altın standarttın ağızdan alınan tedaviler denilen oral tedaviler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Değirmenci,  zamanla ilaçla tedaviye cevabın azaldığı ve yetersiz kaldığı durumlarda, uygun hastalarda cihaz destekli tedavi yöntemleri de uyguladıklarını belirtti.  Hali hazırda küratif tedavisi olmayan Parkinson hastalığı için, hastalığı durdurmaya ya da yok etmeye yönelik çalışmaların da devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Yıldız Değirmenci, “Parkinson son değildir. Hastalığın farkında olup hekim, hasta, hasta yakınları ile tüm toplum birlik olarak, farkındalıkla hep birlikte hastalıkla mücadele etmeye devam etmeliyiz.”  diyerek sözlerini tamamladı.

Konferans, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ve sonrasında Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İdris Şahin’in Prof. Dr. Yıldız Değirmenci’ye plaket takdimi ile sona erdi.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir