Depremler ülke gündeminde birinci sırada yer alırken, her yıl 1-7 Mart tarihlerinde Deprem Haftası etkinlikleri düzenleniyor.
Deprem kuşağında yer alan Düzce’de en çok merak edilen konuların başında bina yapılan zeminlerin durumu ile olası bir depremde oturduğumuz binaların yıkılıp yıkılmayacağı geliyor.
Jeofizik Mühendisleri Odası eski Düzce İl Temsilcisi olan ve son dönemde de zemin etütleri konusunda başarılı işlere imza atan Jeofizik Mühendisi Cemil Acar, Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin ardından Düzce’nin durumu hakkında önemli bilgiler verdi.
DEPREMLER YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ
Acar, Düzce’nin fay hattı üzerinde olduğu gereceğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Düzce Kuzey Anadolu Fay zonu üzerinde yer alıyoruz. Bu bölgede depremler en etkin biçimde sığda oluyor. 8-10 kilometre altta, 8-10 kilometre uzaklıkta oluyor. Depremler bizim gerçeğimiz. İnsan nasıl nefes alıyorsa Dünya depremlerle nefes alıyor. İnsanların hayatını depremle birlikte yaşayacak şekilde düzenlemesi gerekiyor. Düzce jeolojik anlamda yeraltı su seviyesi çok yüksek olan killi, kumlu, çakıllı zemin üzerine yerleşmişiz. Eskiden Düzce şehri bataklık olduğu için yukarlarda yerleşim olmuş ve zamanla teknolojik olarak bataklıkları kurutarak ovaya yerleşmişiz” dedi.
DÜZCE’DE DİKEY YAPILAŞMA RİSKLİ”
Düzce’de 3 kat üzerinde binaların tehlikeli olduğuna dikkat çeken Cemil Acar, “Düzce’de dikey değil yatay yapılaşmanın benimsetilmesi, buna göre imar kararları alınması ve bunun arkasında durulması gerekiyor. Hem bir Düzceli olarak hem bir mühendis olarak mühendislik hizmeti almamış dahi olsa 2-3 katlı binaların yüzde 80’ni, 90’nının insanları hayatta tuttuğunu gördüm. Mühendislik hizmeti alsa da Düzce’de 3 katlı binaların uygun olduğunu görüyorum. Benim kendi evim de 3 katlı ve güveniyorum. 1999 depreminde 2-3 katlı binaların yıkılmadığını gördük. Depremin vurucu gücü kayada 2 giderken, alüvyona geldiğinde 5 katına çıkıyor. 1999 depreminde Düzce’de 4-5 kat binaların sorun oluşturduğunu gördük. Düzce’de 4-5 kat bina yapılabilir. Ama gerekli mühendislik maliyetlerinin karşılanıp, uygun zeminlerde yapılabilir. Ama maliyetler artar. Düzce’de yer çok. Çok katlı ev bina yapılacak alanlar mevcut. Ancak imar kararlarını yerele bırakmamak lazım. Rantsal kararlar çıkarabiliyorlar. Yıllar geçtikçe insanların dahi haberi olmuyor. Dolayısı ile ben 3 katlı binalardan hiçbir şekilde korkmuyorum” ifadelerin kullandı.
“YENİ İMAR DÜZENLEMESİ YAPILMALI”
Düzce depremlerinin ardından zeminler üzerinde veri topladıklarını söyleyen Acar, “Biz 20 yıldır veri topluyoruz. Düzce’de nerede sıvılaşma olur biliyoruz. Mikro bölgeleme çalışmalarının yapılanması gerekiyor. Yeni yerleşim alanlarını buna göre yapmak gerekiyor. Örneğin Kalıcı Konutlar yolu üzerinde zemin kötü 4 kat veriyoruz, ancak Arap çiftliği tarafı sağlam zemine sahip ancak 2 kat izin veriliyor. Bilime ters işler yapıyoruz” bilgilerini verdi.
DÜZCE’NİN EN SAĞLAM YERLERİ NERESİ?
Jeofizik mühendisi Cemil Acar, yaptığı zemin etütleri sonrası Düzce’nin en sağlam zeminine sahip mahallelerini açıklayarak “Melen’in, Uğur Suyunun geldiği bölgelerde iri blok çakıllar bıraktığı için bu alanların sağlam olduğunu görüyoruz. Deprem kayıtlarına baktığımızda Düzce’nin sağlam bir üçgeni var. Karaca Deresi ile Çamköy arası, Çavuşlar Mahallesi, Sancaklar, Körpeşler ve Araptçifliği ile üçgen yapan alan 100 yıllık deprem kayıtlarında çok nadir deprem oluyor” dedi.
RİSKLİ MAHALLELER
Acar diğer yandan Düzce’nin en oynak zemine sahip mahallelerini de açıkladı. Acar “Bu çalışmaları incelediğim zaman Düzce’nin milyon yıllar içinde akarsu yataklarının değiştini görüyoruz. Asar Deresi dahi zamanla yatak değiştirmiş. Cumhuriyet Mahallesi, Çoban, Kiremit ocağı ve Metek Mahallesi ile Cedidiye Mahallesi’nin olduğu alanlar ile Yahyalar Mahallesi dere yataklarının olduğu bölümler ve zemin sıvılaşmasının yoğun olarak yaşanacağı bölgeler. Deprem olursa benim ilk bakacağım yerler Darıcı Mahallesi, Metek Mahallesi gibi yerler olur” ifadelerini kullandı.
1999 ÖNCESİ YAPILAN BİNALAR YENİLENMELİ
Acar, 1999 depremi öncesi yapılan ve depremler sonrası halen ayakta duran binalar için yasa ve yönetmeliklerde değişiklik yapılmasını isteyerek “Devletimiz 1999 depreminden önce yapılan tüm binalarla ilgili yasa ve yönetmelikleri düzenleyerek elden geçirilmesini sağlamalı. Düşünün bir boksörsünüz ringe çıkıyorsunuz ve 3 sağlam yumruk yiyorsunuz. Her an nakavt olmaya hazırsınız. O bina içinde yönetmelikler binayı insanı hayatta bırakacak şekilde dizayn edebilirler. Hiç yıkılmayacak şekilde de dizayn edilir, ancak maliyetler artar. Fay zonu üzerine depremler 25-30 yıl arasında tekrar ediyor. 3 deprem geçirmiş binayı biz vatandaşın vicdanına bırakmamlayız. Devlet olarak bir yasa çıkarmalı ve ona göre bakmalıyız. Bizim şu anda yıkılacak binaların çoğu okul ve camiler. Birde bu okul binalarında güçlendirme yapıldı, ancak yıkılıyor. Demek ki bir problem var. Vatandaşa kalırsa binasının yıkılmasını istemiyor. Bununla ilgili bir devlet düzenlemesi gerekiyor. Yapılan yeni binalar ise güvenilir duruyor. Ekspertize gidip yeni araba aldığımız zaman muayene yaptırıyoruz. Ancak trilyonluk evler alıp bakmıyoruz. Bu binaların birer künyesinin çıkarılması gerekiyor” dedi.