Edilinilen bilgiye göre İlk olarak 2017 yılında sendikal örgütlenmeyi tamamlayarak yeterli sayıya ulaşan Ferrero işçileri, Ferrero yönetimi ve Türk yöneticilerinin iş koluna itirazları sonucu 5 yıl boyunca oyalandı.
Bu süreçte, İzmit entegre fabrikası kapatıldı, Trabzon’daki fabrika ikiye bölündü ve entegre gıda ve Keleş olarak ayrıldı.
İzmit, Düzce ve Trabzon Keleş fabrikaları tarım iş koluna geçirildi ve süreç bu şekilde baltalandı.
2022 yılında işçiler, tarım iş kolunda da yeterli sayıya ulaşarak yeniden örgütlendi.
Ancak, Ferrero bu defa Trabzon’daki fabrikanın birini, yan yana olan entegre ve Keleş’in iş kollarını birbirinden ayırarak sayıya itiraz etti.
Mahkeme sonucunda bu süreç 2023 yılına kadar uzatıldı. Trabzon’da tarım iş koluna düşen Keleş kolundaki işçiler, İzmit ve Düzce’de örgütlenerek yeterli sayıya ulaştı ve Çalışma Bakanlığı’na sendika vasıtasıyla yetki tespitini kazandı.
Bu süreçte, Ferrero yönetimi ve Türk yöneticileri, işçilere Türk devletinin kanunlarına tam uyduklarını ve Çalışma Bakanlığı’ndan yetki tespit yazısı geldiğinde itiraz etmeyeceklerini beyan etti. Buna rağmen yetki tespit yazısı geldiğinde bu sözlerini tutmayarak itiraz ettiler ve süreci bir kez daha baltaladılar.
Grevi de içine alan ve yıllar süren mücadele sonucunda yönetimden tuttuklarını kopartan Manisa’daki fabrikanın işçilerine yüzde yüz ücret ve yan haklar verilirken, bunlardan faydalanamayan Ferrero işçileri de benzer hakların kendilerine verilmesi için yöneticiler ile görüştü.
Bu görüşmede, Manisa fabrikasında sendika olduğu ve süreç bittiğinde aynı haklardan Düzce ve Trabzon işçilerinin de faydalanacağı sözü verilse de Ferrero’nun sinsi taktikleri bir kez daha devreye girdi ve süreç 7 yıl daha uzadı.
Trabzon Entegre’de yönetimle masaya oturan Tek Gıda-İş Sendikası’nın iddiaya göre baskı ve dayatmalar ile imzaladığı sözleşmenin işçinin lehine olmadığını savunan Düzce fabrikası çalışanları, Manisa’daki işçilere tanınan hakların çok gerisinde olan sözleşmenin yüzde 10 eksiğine mahkum edildiklerini belirterek, “Bu sözleşmeden zam alamadığımız gibi, dayanışma aidatı adı altında bir günlük yevmiyemizden de olduk. Ferrero yönetimi ve Türk yöneticilerinin sendikal örgütlenme sürecine sürekli itiraz etmeleri, işçilerin haklarını tam olarak alamamalarına ve ekonomik olarak zor durumda kalmalarına neden olmuştur. Biz işçiler, Manisa’daki fabrikada verilen hakların bize de verilmesini talep ettik ancak bu talepler sürekli olarak itirazlarla karşılandı. Bu süreçte, maaşlarımız düşük kaldı ve ekonomik koşullar nedeniyle geçim sıkıntısı yaşadık. Trabzon Entegre’de yapılan sözleşme, beklentileri karşılamadı ve dayanışma aidatı adı altında bir günlük yevmiyemizden de olduk. Bu durum yaşam kalitemizi olumsuz etkiledi.” ifadelerini kullandı.