Her yıl nisan ayının son haftasında kutlanan aşı haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Bekir Tunca, aşıların önemini hatırlatmak ve aşılamaya teşvik etmek amacıyla bilgilendirmede bulundu.
Aşıların, bağışıklık oluşturarak bireylerin bulaşıcı hastalıklardan korunmasına yardımcı olduğunu anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Tunca, “ Aşılar, bakteri veya virüslerin hastalık yapma özelliklerinden tamamen arındırılarak vücutta bir bağışıklık tepkisini tetikleyen biyolojik ürünlerdir. Bu tepki, vücudun gelecekte hastalığa maruz kalması durumunda hastalığı tanımasına ve savaşmasına yardımcı olur. Genel olarak aşılama, hem bireyleri hem de toplulukları bulaşıcı hastalıklardan ve bunların yıkıcı etkilerinden korumak için önemli bir araçtır.” dedi.
Salgınları ve Pandemileri Önlemede Kritik Öneme Sahip
Aşıların bulaşıcı hastalıkların toplum içinde yayılmasını engelleyerek salgınları ve pandemileri önlemede kritik öneme sahip olduğunu dile getiren Öğretim Üyemiz, aşılama sayesinde bulaşıcı hastalıklar nedeniyle milyonlarca insanın hayatını kaybetmesinin önüne geçildiğini vurguladı. Dr. Öğr. Üyesi Tunca, aşıların toplum sağlığını korumasının yanında bulaşıcı hastalıkların azalmasına bağlı olarak sağlık hizmeti maliyetlerinin düşürülmesi için de büyük öneme sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
Tunca, ülkemizdeki erişkinlere yönelik aşı uygulamalarını şu şekilde sıraladı:
“Erişkin tetanos difteri aşılaması, doğurganlık çağı /gebe kadınlara tetanos difteri aşılaması, mesleğe bağlı riskler nedeniyle aşılama, sağlık personeline yönelik aşılamalar, Düzensiz göçmenlere hizmet veren Geri Gönderme Merkezlerinde çalışan veya düzensiz göçmenlerle doğrudan temas halinde risk altında bulunan tüm personele yönelik aşılamalar, Kanalizasyon işçisi olan bireylerin aşılanması, Hepatit B enfeksiyonu açısından risk altında bulunan meslek gruplarındaki kişilere yönelik aşılamalar, Tıbbi atık yönetiminde çalışan bireylere yönelik aşılamalar, T.C. Millî Savunma Bakanlığına bağlı personelin aşılanması, askerlik dönemi aşılaması, temaslı aşılaması, altta yatan hastalık ve diğer riskler nedeniyle aşılama, 65 ve üstü yaştaki kişilerin aşılanması, seyahat sağlığı/hac ve umre ziyaretçilerinin aşılanması.”
Hamile Kadınlar ile Bebek ve Çocuklar, Bazı Bulaşıcı Hastalıklara Karşı Daha Duyarlı
Kalp hastalığı, akciğer hastalığı, diyabet veya zayıflamış bağışıklık sistemleri gibi kronik hastalıklara sahip kişiler, 65 yaş üstü bireylerin grip ve pnömoni gibi belirli hastalıklara karşı daha hassas olduğuna dikkat çeken Öğretim Üyemiz, bu kişilerde enfeksiyonlardan kaynaklanan ciddi komplikasyon veya ölüm riskinin daha yüksek olduğunu kaydetti. Hamile kadınlar ile bebek ve çocukların, bazı bulaşıcı hastalıklara karşı daha duyarlı olabildiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Tunca, bu kişilere aşı olmalarının önerildiğini ifade etti. Tunca, ayrıca sağlık çalışanlarının bulaşıcı hastalıklarla karşılaşma riskinin yüksek olması nedeniyle aşılanmalarının hem kendileri hem de bakım verdikleri hastaların sağlığı açısından önemli olduğunu vurguladı.
“Aşıların Zararlı Olduğuna Dair Yanlış İnançlar, Aşılama Oranlarının Düşük Kalmasına Yol Açabilir”
Ülkemizde çocukluk dönemli aşılamasında 13 hastalığa karşı rutin aşı uygulaması yapıldığı bilgisini veren Dr. Öğr. Üyesi Tunca, bu aşıların difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, hepatit B, hepatit A, Haemophilus influenzae tip b, tüberküloz, kızamık, kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği ve pnömokok aşıları olarak sıraladı. Son on yıllık süreçte aşılanma oranları yüzde 95’in üzerinde seyrettiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Tunca açıklamasını, “Aşı karşıtlığı, bireylerin aşı yaptırmayı reddetmeleri veya aşıların zararlı olduğuna dair yanlış inançlara sahip olmaları nedeniyle aşılama oranlarının düşük kalmasına yol açabilir. Bu durum, toplumda yaygın enfeksiyonların ortaya çıkmasına ve salgınların yayılmasına neden olabilir.” şeklinde sonlandırdı.