Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Aralık ayı konferans serisinde Behçet hastalığının tarihinden yola çıkarak göz hastalıklarında tanı ve tedavi yöntemleri anlatıldı.
Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe; Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şerif Demir, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katılım gösterdi.
Toplantının açılış konuşmasında Behçet hastalığına ismini veren Dr. Hulusi Behçet’in bilim dünyası açısından önemine değinen Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı, verimli bir konferans olması temennisinde bulunarak Düzce Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Kaya’yı kürsüye davet etti.
Konferansta “Behçet Hastalığı, Göz Tutulumu ve Tarihçe” konulu sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Kaya, Behçet sendromu olarak da adlandırılan hastalığın vücudun farklı yerlerindeki kan damarlarının iltihabına neden olan ve nadir görülen kronik bir hastalık olduğunu ifade etti.
Adını Bilim Adamı Hulusi Behçet’ten Aldı
Hastalığın bağışıklık sistemindeki bir bozukluk nedeniyle enfeksiyon belirtileri göstermesi şeklinde geliştiğini kaydeden Prof. Dr. Kaya, “Behçet hastalığı adını hastalarından birinde sendromun üç ana belirtisini ilk olarak 1924 yılında saptayan ve hastalık üzerinde yaptığı araştırmayı 1936 yılında yayınlayan Türk dermatolog ve bilim adamı Hulusi Behçet’ten almıştır.” diyerek Dr. Hulusi Behçet’in biyografisi hakkında katılımcılara bilgiler verdi.
Coğrafya, Görülme Oranını Etkileyen Bir Faktör!
Hastalığın gayri resmi olarak “İpek Yolu” hastalığı olarak da anıldığını belirten Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Coğrafya, Behçet hastalığının görülme oranını etkileyen bir faktördür. Çin, İran, Japonya, Kıbrıs, İsrail ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri insanlarında, Behçet hastalığının görülmesi ihtimali daha yüksektir.” diye konuştu.
“Kadın ve Erkek Cinsiyetinde Görülme Sıklığı Eşittir”
Hastalığın ağız, genital mukoza, cilt ve gözleri tutan kronik, tekrarlayıcı ataklar ve remisyonlarla seyrettiğini dile getiren Prof. Dr. Murat Kaya, “Daha çok 20-40 yaşlarında ortaya çıkmasına rağmen pediatrik yaş gurubunda ve ileri yaşlarda da görülebilir. Kadın ve erkek cinsiyetinde görülme sıklığı eşittir.” ifadelerini kullandı.
Behçet üveitinin kötü görme sebebiyle hastalığın en önemli tutulumlarından olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kaya, görülme sıklığının yüzde 70 olduğunu ifade etti. Üveitin genellikle 20-30 yaş arasında başladığını belirten Kaya, hastaların yüzde 10 ila 20’sinde ilk bulgu olabileceği bilgisini verdi. Hastalığa tek başına göz bulgularıyla tanı koyulabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Kaya, Behçet hastalığının tedavisinde atak sıklığının, atak şiddetini azaltmanın ve görmeyi korumanın amaçlandığını kaydetti.
Konferans sonunda Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Ali Kayıkçı, Prof. Dr. Murat Kaya’ya sunumundan dolayı teşekkür ederek plaket takdim etti.
