“Kaygının Azı da, Çoğu da Performansı Olumsuz Etkiler”

numan konuk

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Konuk, hafta sonu yapılması planlanan Lise Geçiş Sistemi (LGS) sınavı öncesi öğrencilere ve velilere tavsiyelerde bulundu.

Sınava günler kala rutin hayat akışı ile ilgili değişiklikler yapmanın faydalı olmayacağını belirterek açıklamasına başlayan Prof. Dr. Konuk, “ Tam tersine sınava ve sonucuna odaklanılan durumda ideal başarı beklentisinin çocuklara yansıtılması olumsuz durumlar ortaya çıkarabilir. Ebeveynler kendi heyecanlarını farkında olarak veya fark etmeden,  çocuklarına aktarmaktan kaçınmalılar. Sınavın zaten mevcut rekabeti çocukları etkiliyor. Dolayısıyla aileler, kaygıyı besleyen yönlerini bertaraf etmelidirler.  Bunun da yolu, çocuğa sadece başarılı olması sonucunda, ilgi ve sevgi göreceği hissini uyandıran mesajlardan kaçınmaktan geçer. Aileler, çocuklarına; ‘Başarılı da olsan, başarısız da olsan, senin arkandayız. Şu veya bu okula gitmen sana olan sevgimizi, desteğimizi, bağımızı etkilemeyecek.’ Mesajını doğrudan vermeli ve davranışlarla da göstermeliyiz.  İşte bunu sınavın yaklaştığı şu günlerde göstermenin bir yolu da sınav konusunu gereğinden fazla gündeme getirmemektir.” dedi.

“Fiziken, Bedenen ve Ruhen En İyi Olacağı Hali Sağlama Zamanı…”

Rutin hayat akışını sağlamanın pandemi koşulları nedeni ile zor olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Numan Konuk, “Yeme-içme uyku düzeni mümkün olabildiğince normale getirilmeli. Aşırı motivasyondan ya da hiç motive olamama durumlarından kaçınılmalı. Kaygıyı artıran başkaca sebepler varsa onlar ortadan kaldırılmalı. Lüzumsuz biçimde sınava günler kala performans artıracağı ümidi ile ilaç veya takviye gıdalar kullanma yoluna gidilmemeli. Böyle durumların yarardan çok zararı olacağı açıktır. Ezcümle çalışmalar bitti, son tekrarlar bitti, şimdi konsantre olup sınav zamanı fiziken, bedenen ve ruhen en iyi olacağı hali sağlama zamanı…”dedi.

“ Normal Olan, Kararında ve Dozunda Kaygı”

Sınav kaygısı yaşayan öğrencilerde gözlemlenen değişiklikler hakkında bilgiler veren Öğretim Üyesi, “Durgunluk ya da aşırı hareketlilik, isteksizlik, yeme içme alışkanlıklarında değişiklikler, huzursuzluk, kavgacılık, tutum ve davranışlarında eskiden gözlenmeyen her türlü yeni durum, ders başarısında azalma, dikkat problemleri, oyun arkadaşlarına eşlik etmeme gibi her türlü durum, kaygıyı ya da bir ruhsal problemi gösterebilir.  Ancak sınavın, hele ülkemiz koşullarında kaygıya sebep olması da bir yönüyle normaldir. Sınav kaygısı var demek, hemen bir ruhsal bozukluğu vardır anlamına gelmiyor.  Kararında dozunda bir kaygı normal olanıdır. Ne az ne fazla. Az kaygı da, çok kaygı da performansı olumsuz etkiler.” diye konuştu.

“İyi Eğitim, İyi Hayat Yaşayacağı Anlamına Gelmez”

Bu süreçte ebeveynlerin yaptıkları en büyük hatalara da değinen Prof. Dr. Konuk, “Çocukların aile içindeki diğer bireylerin kendi aralarındaki iletişime alet edilmesi maalesef sık karşılaştığımız olumsuz bir durum. Çoğunlukla çocuklarını bu şekilde konumlayan kişiler,  bu tutumunun farkında olamıyor. Aile içinden ya da dışından böyle bir durumu gören kişilerin uyarması yerinde olacaktır.  Benzer şekilde eğitim öğretim hayatının her çocuğun kendi özelliklerine uygun biçimde ayarlanabilmesi çok zor olduğu, çok eski bir eğitim ve rehberlik meselesi olduğu da akıldan uzak tutuluyor. Yani kişiye hangi eğitim ve öğretimin en uygun olacağı meselesi kolay bir mesele değildir. İyi bir eğitim, iyi bir hayat anlamına gelmez. Çocuklarımızın sadece tahsil hayatı değil; şahsiyeti gibi, duygu dünyası gibi, değerler gibi başkaca donanımlarını da desteklemek gerekiyor. Bu rekabet ortamında hayatı üstlenme ile ilgili, geleceklerini oluşturma meselesi ile ilgili hayatın gerçeklerine uygun yönlendirmeyi yapmak da ebeveynlerin göz ardı etmemesi gereken konular arasındadır.” ifadelerini kullandı.

 

 

“Davranışlarımızla Yavrularımıza Sevgimizi Göstermeliyiz”

Son olarak ebeveynlere ve öğrencilere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Konuk, “Sınav önceki gece uykusunun normal olması oldukça önemli…  Önümüzdeki günlerde çay, kahve, kola tüketimine dikkat edilirse iyi olur.  Az önce bahsettiğim, çocuğun aile içindeki konumunu, kazanacağı her sınavdan daha mühim olduğu bilinmeli, ana babalığın sınav sonucu ile ilişkisi olmadığını sınavdan sonra da davranışlarımızla destekleyerek yavrularımıza sevgimizi göstermeliyiz. Mesela onların yorgunluklarının ödülü olarak,  sınav çıkışı hemen sonuçları beklemeden, onları ödüllendirmek güzel olur. ‘En iyi okulda eğitim gören mi, yoksa en iyi aile yaşamını sürdüren mi hayata daha hazır olur?’ derseniz, elbette ikincisidir diyeceğim. Bütün çocuklarımıza güzel mutlu bir eğitim hayatı diliyorum. Her şey gönüllerince olsun.” diyerek sözlerini tamamladı.

Exit mobile version