Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekeriya Okan Karaduman, haziran ayının Skolyoz (Omurga Eğriliği) Farkındalık Ayı olması dolayısıyla hastalık hakkında bilgiler paylaştı.
“Skolyoz” adı verilen omurga eğriliğinın, çoğunlukla büyüme çağında tanısı konulan bir rahatsızlık olduğu bilgisini paylaşan Doç. Dr. Karaduman, “Farklı nedenlere bağlı olarak omurların sağa, sola eğilmesi veya kendi etrafında dönmesiyle gelişen skolyoz, küçük yaşlarda başlayıp, tedavi edilmediği takdirde kişinin yaşamını ciddi ölçüde etkileyebilmektedir.” dedi.
“En Önemli Faktör Anormal Oluşmuş Omurların Asimetrik Büyümesidir”
Skolyoz’un nedenleri tam olarak bilinmediğini belirten Doç. Dr. Karaduman, “Serebral palsi gibi rahatsızlıklar nedeniyle ortaya çıkabilmektedir. Bununla birlikte doğumsal ya da sonradan olabilen skolyoza vitamin eksiklikleri, diyabet, omurga yaralanmaları, enfeksiyonlar ve kalıtsal faktörler de neden olabilmektedir. Omurganın eğrilmesine yol açan en önemli faktör anormal oluşmuş omurların asimetrik büyümesidir. Omurlarda anne karnında meydana gelen problemler oluşma kusurları ve ayrışma kusurları şeklinde görülebilir. Her iki kusurun bir arada görüldüğü daha karmaşık durumlar da mevcuttur.” şeklinde konuştu.
Bu Belirtilere Dikkat!
Skolyoza bağlı olarak omurga dışında kalça, göğüs kafesi ve kürek kemiklerinde de kaymalar oluşarak, duruş ve görüntü bozukluğunun meydana geldiğini belirten Öğretim Üyesi, gelişme çağındaki çocuklarda gelişen ve büyüyen omurgada anormal yüklenme sonucu olarak omurlarda deformitelere yol açtığını ifade etti. Rahatsızlığın belirtilerini sıralayan Doç. Dr. Karaduman, “ Kişinin belinde veya sırtında asimetri varsa, bir omuzu diğerinden daha yüksekse, arkadan bakıldığında bir kürek kemiği diğerinden daha çıkık veya belirginse, bir bacak diğerinden daha uzunmuş gibi görünüyorsa, gövde veya göğüs kafesi bir tarafa kaymış görünüyorsa, kişi öne doğru eğildiğinde gövdenin bir tarafındaki kaburgalar diğer tarafa göre daha yüksek kalıyorsa, elbiseleri, bireyin üzerinde sürekli asimetrik bir şekilde duruyorsa omurga şekil bozukluğu olabileceğinden şüphelenilmelidir.” diye konuştu.
“Ciddi Kozmetik ve Psikolojik Sorunlara Yol Açabilir”
Skolyoz’a uygulanacak tedavinin omurga eğriliğinin ilerleme riskine göre karar verildiğini dile getiren Doç. Dr. Karaduman, izlem ve sürekli takip, korse uygulamaları, skolyoz egzersiz ve özel rehabilitasyon uygulamaları ve cerrahi yöntem olmak üzere tedavi seçenekleri bulunduğunu ifade etti. Skolyoz’un tedavi edilmediğinde; solunum problemleri, kalp problemleri, omurilik basısı ve nadiren felç, ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlara yol açabileceğini kaydeden Öğretim Üyesi, skolyozdan korunmak için şu tavsiyelerde bulundu:
“Düzenli Spor ve Egzersiz Yapmalı”
“Çocukluk çağında görülen skolyoza genellikle spor yaralanmaları, ağır sırt çantalarının taşınması, duruş bozuklukları, fazla kiloların neden olup olmayacağı merak edilmektedir. Ancak bu faktörler var olan skolyozun derecesini artırabilmekle birlikte kesin birer neden olarak nitelendirilmemektedir. Ayrıca doğru duruş pozisyonuna dikkat etmek, sırt kaslarını güçlendirmek için egzersiz yapmak, yoga veya pilates gibi aktiviteler de skolyozu önlemektedir ancak zaten skolyozu olan kişilerde semptomları hafifletebilmektedir. Bunun yanında stresten kaçınmalı, aşırı kilo alımının önüne geçilmeli, düzenli spor ve egzersiz yapmalı, sigara içilmemeli, karın ve sırt kasları güçlendirilmeli, ağır kaldırırken, eğilirken kurallara uyulmalı, bilgisayar ve tablet kullanırken duruş düzenlenmeli ve kalsiyum alımına özen gösterilmelidir.”
“Çocuklar, 9-16 Yaşları Arasında Her 6 Ayda Bir Düzenli Kontrol Ettirilmeli”
Skolyoz’un, önden bakıldığında omurganın olması gereken orta hat aksından çıkarak yana doğru yer değiştirmesi olarak açıklayan Doç. Dr. Karaduman, “Sebebi bilinmemekle birlikte günümüzde tedavisi mümkün olan skolyoz, daha çok 10-18 yaş arası çocuklarda görülür. Hastaların birçoğunda ağrı olmadığından dolayı ilk başta fark edilmesi oldukça güç olan skolyozda hastanın yaşı ne kadar küçükse eğriliğin ilerleme riski de o kadar yüksektir. Bu nedenle çocukların 9-16 yaşları arasında her 6 ayda bir skolyoz açısından aileleri tarafından düzenli olarak kontrol edilmeleri önerilir.” şeklinde açıklamasını tamamladı.