Düzce Üniversitesi Gümüşova Meslek Yüksekokulu’nun düzenlediği “İş Sağlığı ve Güvenliği” adlı etkinlikte, meslek kültürü ve iş yerlerindeki iş güvenliği ele alındı.
Düzce Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıfat Akbıyıklı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kavlak’ın bilgi ve deneyimlerini aktardığı program online olarak düzenlendi.
Moderatörlüğünü Öğr. Gör. İrem Horuz’un yaptığı ve Düzce Üniversitesi Gümüşova Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Sıtkı Akıncıoğlu’nun da katılım gösterdiği programı çok sayıda öğrenci ve çalışan takip etti.
Sektörün Denetimsizliği İSG’yi Olumsuz Etkiliyor
Programın ilk konuşmasını yapan Düzce Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıfat Akbıyıklı, “İnşaat Sektöründeki İş Sağlığı ve Güvenliği” başlıklı sunumunda bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
İnşaat endüstrisinin dünyadaki pek çok ülkede en büyük istihdam sektörlerinden biri konumunda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akbıyıklı, ILO (International Labour Organization-Uluslararası Çalışma Örgütü) verilerine göre dünyada 110 milyondan fazla inşaat çalışanı olduğunu ve bu oran aktif iş gücünün %5-6’sını teşkil ettiğini ifade etti.
Türkiye’deki verilere göre 433 bin kayıtlı inşaat firması bulunduğunu, ancak bu sayının ne kadarının aktif inşaat işi yaptığının tam belli olmadığını dile getiren Prof. Dr. Rıfat Akbıyıklı, inşaat sektörüne girişin çok kolay olduğunu, dolayısıyla kontrolsüz girişin sonucunda iş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanında büyük problemler yaşandığının altını çizdi.
Türkiye’de inşaat sektöründe 1 milyon 600 bin civarında iş gücünün bulunduğu bilgisini veren Akbıyıklı, çalışanların önemli bir kısmının küçük ve orta ölçekli inşaat işletmelerinde çalıştığını ve bu firmaların kurumsallaşmamış olduğunu, kurumsallaşmamış firmaların da İSG’ye gerekli önemi vermediğini ifade etti.
“İSG Sadece Bir Maliyet Olarak Görülüyor”
İnşaat sektöründe artan rekabetin, firmaların daha çok verimlilik ve maliyet parametrelerine odaklanmalarını zorunlu kıldığını söyleyen Prof. Dr. Rıfat Akbıyıklı, ortaya çıkan bu aşırı rekabetin sonucunda İSG’nin sadece bir maliyet olarak görüldüğünü vurguladı.
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) adına alınacak her türlü tedbirin hayat kurtarıcı nitelikte olduğunun altını çizen Öğretim Üyesi, “Tedbirlerin fazlalığı tartışılacak bir konu değildir. Çok fazla önlem alınıyor, gereksiz harcamalar yapılıyor diye şikayet edenler, işi bilmeyenlerdir.” diyerek İSG’nin önemine vurgu yaptı.
İSG kültürünün oluşmasının son derce önemli olduğunu katılımcılarla paylaşan Prof. Dr. Akbıyıklı, İSG uzmanlarının teknolojiyi takip ederek sürekli kendilerini güncel tutmalarını ve tehlikeliyi tehlikesizle değiştirmeleri gerektiğini söyledi.
Teknolojinin yanında eğitimin öneminden de bahseden Prof. Dr. Rıfat Akbıyıklı, İSG kültürünün oluşması için sadece çalışanlara değil işverenlere de sürekli İSG alanında eğitimler verilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
İş Sağlığı ve Güvenliğinde Ulusal Kültürün Önemi
İş kazaların nedenlerini; insana bağlı nedenler (beşeri nedenler), fiziki ve mekanik çevre koşullarına bağlı nedenler (teknik nedenler) ve umulmadık olaylar olmak üzere üç ana grupta toplanarak incelenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Akbıyıklı, yapılan araştırmaların, kazaların güvensiz eylem ve şartlarla bağlantılı olduğunu ifade etti.
İş kazalarının %98 oranında önlenebileceği savı karşısında iş güvenliği ve çalışan sağlığı konusu hakkında bilinçlenmenin gerektiğini söyleyen Akbıyıklı, “Üst kültür olma özelliği taşıyan ulusal kültür, iş güvenliği ve iş sağlığı kültürünü ve örgütleri etkilemektedir. Dahası çalışanlar da güvenliğe ve sağlığa olan ilgi ve alakaları sebebiyle ulusal kültürden etkilenirler. Ulusal kültürün yanı sıra yerel kültürün belli başlı baskın öğeleri de örgüt kültürünü etkileyebilmektedir. İSG kültürüne bakan yönüyle bu etkileşim olumlu veya olumsuz olarak nitelendirilebilir. Örneğin Türk toplum yapısındaki gelenekçi anlayışın bir tezahürü olan kadercilik, iş güvenliği ve iş sağlığı kültürünü olumsuz etkileyen bir üst kültür çeşidi olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitekim ciddi bir tehlikenin ardından çalışanlarca ‘kıl payı kurtardık’ ya da ‘ramak kaldı ’deyimleriyle ifade edilen durum söz konusu kaderci anlayışın bir ifadesidir. Zira ülkemizde yaşanan iş kazalarında çokça görülen ‘alınyazısı’ mantığıyla davranıp, iş güvenliği ve çalışan sağlığını ilgilendiren tedbirler alınamamaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Sanayinin Gelişimi ve Makineleşme, İSG’ye Olan İhtiyacı Artırdı”
İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kavlak ise yaptığı sunumda; iş sağlığı ve güvenliği mesleğinin gelişiminden bahsederek, ülkemizdeki kurumsallaşma sürecine değindi.
Sanayinin gelişimi ve makineleşmenin İSG’ye olan ihtiyacı artırdığını söyleyen Levent Kavlak, ülkemizde makineleşmeye bağlı sanayinin geç başlaması nedeniyle de iş sağlığı ve güvenliği kavramının Avrupa ülkelerine göre geç oluştuğunu ifade etti.
Ülkemizde bugün 150 binin üzerinde İSG uzmanı olduğunu ve bunların 80 bini aktif olarak çalıştığını söyleyen Kavlak, çalışanlar içerisinde %20-25 oranında İSG bölümünden mezun kişilerin yer aldığı bilgisini verdi.
“Yargılanan Birçok İSG Uzmanı, Sorunları İşverene Bildirmediği İçin Yargılanıyor”
Ülkemizin İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Mevzuatı olarak birçok Avrupa ülkesinden iyi durumda olduğunu dile getiren Levent Kavlak, sorunun mevzuatta olmadığını, asıl sorunun mevzuatların iş yerlerine entegre edilememesinde olduğunu vurguladı.
İş yerinde yaşanan herhangi bir olumsuz olayda hakimin hemen “Bu iş yerinin İSG uzmanı kim?” sorusunu sorduğunu; ancak asıl sorunun “Bu iş yerinin sahibi kim, işvereni kim?” olması gerektiğinin altını çizen Kavlak, İSG uzmanlarının maaşını veren işverenlere karşı yeterince eleştirel yaklaşamadığını söyledi.
Yargılanan birçok İSG uzmanın sorunları işverene bildirmediği için yargılandığının bilgisini veren İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kavlak, “Çünkü işverenlerin çoğu sorunları bana bildirme diyor. Dolayısıyla da İSG uzmanı iş kaybetme endişesi yüzünden sorunları bildirmiyor.” diyerek önemli bir problemi dile getirdi.